Dün öğlen saatlerinde kendilerine “İTÜ’lü Müslüman Öğrenciler” diyen bir grup geçtiğimiz hafta kampus içinde yazılama yapan eşcinsellere “iğrenç günahkarlar”, “sapıklar” diyen bir bildiri yazıp yemekhanede dağıtmak istedi ve buna karşı çıkan üniversitelerinde özgürlüğü, bilimi savunan ve gericiliğe dur diyen öğrenciler tarafından protesto edildiler.
Bildirilerin yırtılmasını ve okunmamasını; bunları dağıtan zihniyetin tıpkı geçen gün eşcinsellere “sapkın” diyen AKP’ li bakanla aynı olduğunu, üniversitelerde gericiliği temsil ettiklerini ve yayamaya çalıştıklarını fakat bunların karşısında olmamız gerektiğini savunan ve konuşma yapan öğrencilere saldırdılar. Bunun üzerine konuşmayı dinleyen diğer öğrenciler bidirileri yırttılar, tabldotlara vurdular ve saldırı karşısındaki tutumlarını gösterdiler. Olayın ardından konuşmalarını tamamlayan öğrenciler yemekhaneden toplu çıkış yaparak dağıldılar.
Bugün(7 Nisan) yemekhanede dağıtalacak olan ortak bildiri ise şöyle;
Dün “İTÜ’lü Müslüman Öğrenciler” imzasıyla dağıtılan bildiri ve yaşananlarla ile ilgili İTÜ kamuoyuna;
Dün İTÜ’lü Müslüman Öğrenciler adlı bir grup İTÜ yemekhanesinde, lezbiyen, gay, biseksüel, homoseksüel, transeksüel gibi farklı cinsel tercihi olanları ve bu tercihlerinden ötürü baskı görenlerle dayanışma gösteren herkesi hedef alan hakaret içerikli, tehditkâr bir bildiri dağıttılar.
Bildiri içeriği, son zamanlarda gerici yüzünü iyiden iyiye gösteren AKP’nin farklılıklara karşı tahammülsüz ve saldırgan tavırlarının toplumsal nefreti nasıl körüklediğini göstermektedir. Geçtiğimiz günlerde AKP’li Bakan Aliye Kavaf’ın yaptığı “hastalıklı bunlar, tedavi edilmeli” yönündeki, hedef gösteren açıklamaları bunun kanıtıdır. Dini ellerinde bir silaha dönüştüren kendilerine Müslüman Öğrenciler diyen bu insanlar hastalığın teşhisini koymuş tedavisini de yok ederek halletmeye çalışıyor. “insanlığı tehdit eden bir yozlaşma, sapkın ilişki biçimi, iğrenç günahkârlar” dedikleri, hatta gerekirse öldürmenin nefret suçu olmayacağını savunan bu zihniyete soralım: 2 yılda 45 lezbiyen, gay, biseksüel, travesti ve transeksüel öldürüldü; hepsi de 3 ya da daha fazla bıçak darbesi ile gerçekleştirildi. Bu cinayetlerin arkasındaki nefret, kin, öfke ‘mağdur’ zihniyetin tam da bizlere bahşettiği “günahtır” “ hastalıktır” tanımı eşliğinde gerçekleşmiyor mu? Aynı zamanda bu konuda özgürlükten yana olmayı da ahlak süzgecinden geçirmeyi eksik etmeyen gericiler “kendilerine sanat, edebiyat, siyaset, bilim dünyasının sözcülüğü payesini biçmiş buyurgan bir mevkide konuşlanmış cinsel sapkınlık lobisi” olarak tanımladığı ayrımcılığa karşı olanlara da hakaretlerini eksik etmemişler. İTÜ’lü (pek) Müslüman Öğrenciler imzasıyla dağıttıkları bildiride onların hastalıklı zihniyetlerini eleştirecek olanlara da “çokbilmiş, öğretmeyi ve eğitmeyi seven” diyorlar. Bilimin b’ sinden bihaber olan bu insanların Türkiye Psikiyatri Derneği’nin “farklı cinsel yönelimler hastalık değildir” açıklamasını anlamalarını beklemiyoruz.
Tüm bu yazılanlara dair dün yemekhanede konuşmalar yapıldı. Konuşmalar sırasında “kadın konuşursa bu kadar olur” gibi örümcek kafalarını gözler önüne seren sözlü taciz ve sataşmalardan geri durmadılar. İTÜ’lü öğrenciler olarak, farklılıklara yapılan bu saldırı karşısında sessiz kalmayıp düşüncelerimizi dile getirdik. Ancak İTÜ’lü öğrencilerin yoğun tepkisine cevap veremeyen ahlak bekçileri, en iyi bildikleri şeyi yaparak, yumruklarla saldırdı. Uzun süre arbede yaşandıktan sonra bu saldırılar da yemekhanede uzun süren alkışlarla, bildirilerin masadan kaldırılmasıyla protesto edildi.
Bu gerici zihniyet bugün dini kudretinden şüphe edilmeyen Üzmez şahsiyetiyle, kadınları diri diri gömen zihniyetle aynıdır. İnsanları ötekileştiren, ayıran, saçma, çağdışı ahlak öngörüleriyle hareket eden bu zihniyetin bugün bu kadar palazlanma ortamını ise “demokratik anayasa”dan dem vuran AKP hazırlamaktadır.
Üniversitelerde asıl tehdit, asıl hastalıklı zihniyet dün hakaretler ve tehditler savuran bu gericilerdir. Özgürlüğün olmadığı ortamlarda eşit yurttaşlıktan bahsedilemez. Bu konuda tüm arkadaşlarımızı ırk, din, dil, cinsiyet ayrımcılığına ve gericiliğe karşı eşitlik, özgürlük için mücadele etmeye çağırıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder